Tam anlamıyla sürdürülebilir bir gezegen için güvenli, sonsuz ve karbon salımsız bir enerji kaynağı elde etmek bir rüyadır. Britanyalı plazma fizikçilerinin çalışmalarını sergileyen, Imperial College London fizikçilerinden oluşan bir ekip ise, Güneş’ten alacağımız ilhamla bu rüyanın önümüzdeki 50 ila 100 yıl içinde gerçeğe dönüşebileceğini düşünüyor.
Yıldız gücü
Imperial College London Plazma Fizikçilerinden Dr. Arthur Turrell, nükleer füzyonu, "Yıldızlara ve Güneş’e hayat veren süreç" olarak tanımlıyor. Asıl önemlisi, bu nükleer reaksiyonların güvenli olması ve sıfır karbon dioksit salımıyla muazzam miktarlarda enerji üretebilmesi. Dr. Turrell, “Araştırmamızda, bu enerjinin, Güneş’in merkezinden yüzeyine nasıl taşındığını anlamaya çalışıyoruz” diyor.
Nükleer füzyonda, nispeten hafif iki veya daha fazla atomun birleştiği nükleosentez adı verilen bir süreç sonucunda enerji üretilir. Atomların daha ağır bir çekirdek oluşturmak üzere birleşmesi, Güneş de dâhil, evrendeki tüm yıldızlara hayat veren süreçtir. Dr. Turrell bunu, “Reaksiyonlarda kullanılan tek bir kilogram füzyon materyali, 11 yıl boyunca çalışan bir rüzgar türbinine veya 50.000 varil petrolün yakılmasıyla elde edilebilecek miktarda enerji üretir” şeklinde açıklıyor. Bu süreç yeniden yaratılıp üretilen enerji yeryüzünde kullanılabilirse, o zaman yeni bir sınırsız, güçlü ve çevre dostu bir enerji kaynağı ortaya çıkarılabilir.
Temiz enerji ve lazerler
Kraliyet Yaz Bilim Sergisinde teşhir edilen bu ileri teknoloji araştırma, Güneş’in ürettiği enerjinin saniyenin sadece milyarda biri gibi kısa bir süre içinde Dünya’ya nasıl aktarılabileceğini gösteriyor. Dr. Turrell, “Güçlü lazerleri kullanarak yıldızların içindeki koşulları yaratmanın eşiğindeyiz” diyor. Oxford Üniversitesi'nden, Orion’un geliştirilmesinden sorumlu isim Colin Danson’a göre, ekibin kullandığı bu Orion lazeri, “kısa ve uzun ışık darbeleri kullanıarak Birleşik Krallık’ın ihtiyaç duyduğu miktarın üzerinde elektrik üretebiliyor." Bu sayede, nükleer füzyon da dâhil olmak üzere güneşin merkezinde meydana gelen süreçler yeryüzünde araştırılabilecek.
Nükleer enerjinin geleceğİ
Nükleer füzyon, nükleer enerjiyle ilgili sorun ve endişelere çözüm sağlayabilir. Günümüzün nükleer santralleri, nükleer fizyon denen ‘radyoaktif parçalanma’ veya atomların parçalanması yöntemiyle çalışıyor. Çok büyük miktarlarda enerji üretimini mümkün kılan nükleer fizyon, nükleer reaksiyonların bu dengesiz yapısıyla ve ürettiği radyoaktif atıklarla ilgili endişeleri de beraberinde getiriyor. Dr. Arthur Turrell’e göre, “Füzyon reaksiyonları son derece güvenli ve çok az miktarda radyoaktif atık üretiyor.” Füzyon reaksiyonlarının ürettiği radyoaktif atıklar, ‘radyoaktivitelerini’ çok daha hızlı kaybettikleri için çok daha kısa bir süre için tehlikeli arz ediyorlar. Dolayısıyla, füzyon reaksiyonları, sürdürülebilir enerji konusunda daha uzun vadeli bir çözüm sağlayabilir ve nükleer enerjiyle ilgili endişeleri azaltabilir.
Dr. Turrell, ekibin başarılı olması halinde, “Güneş’e hayat veren süreçleri 'taklit ederek', enerji kaynaklarımızı değiştirebileceğini,” ileri sürüyor. Güncel bir çok araştırma, füzyon reaksiyonların ürettiği enerjinin nasıl verimli biçimde kullanılabileceği ve gündelik enerji ihtiyaçlarına nasıl cevap verebileceğine odaklanıyor. Ekip, bunun gerçekleşmesi için birkaç yüzyılın olmasa bile birkaç on yılın yeterli olabileceğine inanıyor. Dünya’daki yaşama hayat veren bu gücün, gezegenimizin sürdürülebilirliğiyle ilgili soruların cevaplarını da barındırabileceği öngörülüyor.
Bu araştırma, 1−6 Temmuz tarihlerinde düzenlenen Kraliyet Bilimler Akademisi Yaz Bilim Sergisi’nde sunulmuştur. Aralarında karıncaların, yeni antibiyotikler bulmak konusunda bize nasıl yardımcı olduğu ve yakın gelecekte dişlerimizi nasıl yeniden çıkarabileceğimizin de bulunduğu diğer sunumlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için, BBC Radyo 4’te yayımlanan Material World programının sunucusu Quentin Cooper’ın sergiyi incelerken hazırladığı bu podcast’ı dinleyin.