Bu makale, ilk olarak British Council Fransa web sitesinde yayımlanan bir blog yazısının çevrilmiş ve gözden geçirilmiş versiyonudur. Orijinal metin için buraya tıklayın.

FAMELAB FRANSA 2015'İ VE CHELTENHAM BİLİM FESTİVALİ ULUSLARARASI FİNALİNDEKİ SEYİRCİ OYLAMASINI KAZANAN FRANÇOIS-XAVIER JOLY,  BİZE KIRKAYAKLARIN ORMANLARIMIZDA OYNADIĞI HAYATI ROLÜ ANLATIYOR. YARIŞMAYI KAZANDIĞI KONUŞMANIN VİDEOSUNU SAYFANIN SONUNDA BULABİLİRSİNİZ.

Size ormanlarımızın zemininde gerçekleşen ve çoğumuz için görünmez olan hayranlık verici etkileşimlerden bahsetmek istiyorum. Burada bulunan organizmalar yeryüzündeki yaşam açısından son derece önemli bir role sahip. Doğa koruma çabaları, 'süper star' türlerle sınırlı kalmamalı, çevremizde eşsiz bir rol oynayan daha küçük ve az bilinen türleri de kapsamalı.

Sonbahar

Yeşil yaprakların yavaş yavaş sarıya dönmeye başladığı nefis sahneler sonbaharın habercisidir. Aylar boyunca ışığı tutmak, karbon dioksiti sabitlemek ve oksijen üretmekten bitap düşen sayısız yaprak için emeklilik vakti gelmiştir; sonunda kopup rüzgarla savrulur ve toprağa düşerler.

Yaşamsal bir misyon

Ancak bu yaprakların oldukça önemli son bir görevi daha kalmıştır. Karbon bileşenleri ve besleyici maddelerden oluşan yaprakların çürümesi, böylelikle de karbonu atmosfere, besinleri toprağa iade etmesi gerekir. Ormandaki yaşam bu misyonun gerçekleşmesine bağlıdır; besinler toprağa dönmezse toprak hızla verimsizleşir, karbon dioksit atmosfere dönmezse fotosentez imkansız hale gelir. Bitkiler neredeyse tüm besin zincirlerinin kökeninde yer aldığından, bu tür bir durumda sayısız tür tehlikeye girer.

Çürütme ordusu 

Neyse ki, bu misyonu hakkıyla yerine getiren bir dizi organizma bulunur. Sandığımızın aksine yaşamdan yoksun bir katman olmayan toprak, pek çok türe evsahipliği eder. Bilhassa da bakteriler ve mantarlar gibi çok küçük boyutlu ama yüksek sayıdaki bazı organizmalar müthiş bir rol oynar. Onların işi çürütmektir. Saldıkları enzimler sayesinde yaprakların uzun ve karmaşık moleküllerini daha küçük moleküllere bölüp sindirirler. Bunun sonucunda besinler toprağa, karbon atmosfere karışır.

Eşitsizlikler dünyası 

Ancak bütün yapraklar eşit doğmaz. Bazı yapraklar, misal dişbudak ağacının yaprakları, bol miktarda besin ve kolayca ayrıştırılabilir bileşen içerir, dolayısıyla da birkaç ay içinde çürüyüp gider. Oysa kestane ağacı yaprakları gibi besin açısından görece fakir, kalın ve kuru olan yapraklar çürütme ordusunu cezbedemez ve tamamen çürümeleri yıllar alır.

Gizli güçleri olan süperkahramanlar

Bu noktada, toprakta yaşayan ve bu yapraklarla beslenen kırkayak gibi organizmalar yardıma koşar. Sindirim sistemleri oldukça sınırlı olduğu için, yaprakların ancak küçük bir kısmını hazmedip büyük kısmını toprağa dışkı şeklinde iade ederler. İşte sihir de tam bu noktada gerçekleşir. Başta birbirinden çok farklı olan yaprak türleri dışkıya döndükleri zaman aralarındaki eşitsizlikler kaybolur. Besinden zengin yapraklar cazibelerini biraz kaybetse de, fakir yaprakların cazibesi artar, bu da onları çürütme ordusunun gözünde eşit derecede çekici kılar. Yaprakların kırkayak dışkısına dönüşümü, böylece çürüme yarışına yepyeni bir ivme katar. Zengin yapraklardan alıp fakir yapraklara veren kırkayaklara ormanların gerçek Robin Hood'u dersek hiç de haksızlık etmiş olmayız.

Özgeçmiş

Montpellier'de kurulu Evrimsel ve İşlevsel Ekoloji Merkezi'nde doktora öğrencisi olan François-Xavier Joly, biyolojik çeşitliliğin ekosistemlerin işleyişine nasıl katkıda bulunduğunu araştırıyor.