İnsanın müzik dinlerken hissettiği o heyecanı, duyguyu bilirsiniz. Okuma deneyiminin de benzer duygular doğurduğuna işaret eden bir çalışma okuma, beyin ve duygulara dair çarpıcı sorular ortaya atıyor.
Sanatlar ve bilim arasındaki ilişki son derece zengindir; ve fizikçi Richard Feynman'ın şu sözlerle karşı çıktığı görüşten çok daha karmaşıktır: 'Şairler, bilimin yıldızların güzelliğinden çaldığını, onları gaz atomu topaklarına indirgediğini söylüyor. Ben de, bir çölde gece vakti yıldızları görebilirim, hissedebilirim. Peki bu durumda daha az şey mi görürüm, daha çok mu?' Günümüz bilim insanlarının sanata verdiğimiz tepkiler üzerine yürüttükleri çalışmalardan Feynman'ın nasıl da etkilendiğini, esinlendiğini tahayyül etmek güç değil. İşte, Exeter Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden bilişsel nörolog Profesör Adam Zeman, o esnada Exeter Üniversitesi Sanat, Dil ve Edebiyat Fakültesi dekanı olan Rick Rylance ve meslektaşlarının yürüttüğü bir çalışma da beynin düzyazı ve şiire nasıl tepki verdiğini ele alıyor.
‘Dört beş farklı türden metin ile bir karşılaştırma yapmaya karar verdik,’ diyor Profesör Zeman: Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) teknolojisinden yararlanarak, söz konusu metinleri okuyan insanların beyinlerinin verdiği tepkileri incelemişler. Kullandıkları başlıca metinlerden biri, yavan ama yararlı bir metin olan 'Highway Code'muş: İngiltere'de araba kullanmayı öğrenmek için başvurulan temel kılavuz. Diğer metinler arasındaysa, çoğu 19. ve 20. yüzyıldan çeşitli romanların giriş pasajları; kolay anlaşılır soneler; anlaması daha güç şiir ve edebiyat eserleri; ve nihayet bizzat katılımcının seçtiği bir metin yer alıyormuş. ‘Katılımcılar bir MRI cihazında uzanırken metinleri okudular,’ diyor Profesör Zeman: ‘Metinler genelde iki sayfaydı ve bir sayfadan diğerine geçişi katılımcılar kontrol etti. Her katılımcı sevdiği bir şiir seçti ve sonrasında biz de bu beş metnin doğurduğu beyin aktivasyonunu karşılaştırdık.’
TÜYLER DİKEN DİKEN OLUNCA
Profesör Zeman, her ne kadar çalışma çok incelikli olmasa da – şiir ve düzyazı karşılaştırılmış, örneklem edebiyat bölümünden okutman ve doktora öğrencileriyle sınırlıymış – bir dizi bulguya ulaştıklarını belirtiyor. Bazı bulgular, her tür metnin beyindeki okuma, dilsel üretim (Broca bölgesi) ve kavrayışla ilgili alanları aktive ettiği yolundaki varsayımı teyit etmiş.
Profesör Zeman, ‘Öte yandan bir iki tane oldukça kuvvetli bulgu elde ettik,' diyor ve ekliyor: ‘Bir bulgu, araştırmamızın esin kaynağı olan çalışmayla ilgiliydi. Kanada'dan Profesör Robert Zatorre'nin kaleme aldığı nefis bir makale var. Zatorre, MRI cihazındaki klasik müzik sanatçılarına müzik dinletmiş ve sanatçılar en sevdikleri müzikal pasajları duyduklarında nasıl da “tüylerinin diken diken olduğunu” incelemiş. Bu pasajların beyinde genel olarak mükafat ile ilişkili olan bir alanı aktive ettiğini göstermiş.’
Exeter'deki okuma araştırmasında ise, tüm katılımcılardan okudukları pasajların duygusallık derecesini ölçmeleri istenmiş. Profesör Zeman'a göre araştırma grubu, duygulardaki artış ile ‘Robert Zatorre'nin tüylerin diken diken olmasına dair çalışmasında tespit ettiği’ beyin alanlarındaki aktivasyon arasında ilişki olduğunu bulmuş: ‘Böylece edebiyata ve müziğe verdiğimiz tepkilerin oldukça benzer olduğunu ortaya koyduk. Dolayısıyla heyecan açısından dinlemek ile okumak arasında büyük bir fark yokmuş gibi görünüyor. Kuvvetli bulgulardan biri buydu.’
CEVAPLAMASI ÖMÜR İSTEYEN SORULAR
Araştırmacılar ayrıca, insanların sevdikleri bir pasajı ve diğer metinlerden herhangi birini okurken verdikleri tepkiler arasında net bir fark olduğunu keşfetmiş; sevilen metinlerin beynin tanıma ve hatırlamayla ilişkili bölgelerini aktive ettiğini görmüşler. ‘Çok sevdiğiniz bir şiiri okurken zaten metin aşağı yukarı ezberinizdedir. Dolayısıyla sayfada yazılı olanlara bakma ihtiyacı bile pek duymazsınız ve her şey sizin içinizde olup biter,’ diyor Profesör Zeman. Duygusallık ve sevilen pasajlar arasında yoğun bir korelasyon tespit edilmiş.
Kimi ucu açık bulgular Profesör Rylance'ta merak uyandırmış. ‘Şiir ile düzyazıyı karşılaştırdığımızda, beyindeki “Default Network” [Varsayılan Durum Şebekesi] denen ağla ilişkili alanlarda daha fazla bilgi elde ettik,’ diyor Profesör Zeman: ‘Beyindeki kimi alanları kapsayan bu ağ, özellikle insan dinlenme halindeyken aktif oluyor. Bu alanlar dinlenirken yaptığımız şeylerle, mesele son zamanlarda yaşadıklarımızı, yakın gelecekte olacakları, veya diğer insanları düşünmekle ilişkili gibi görünüyor. Bu ağın düzyazıdan ziyade şiirle daha kuvvetli bir bağı varmış gibi. Bana kalırsa bu bulguyu kesinleştirmek için bizimkinden daha iyi kontrol edilen bir araştırma gerekli. Fakat bu kadarıyla bile ilginç bir bulgu olduğunu söyleyebilirim.’
Profesör Zeman şöyle diyor: ‘Biraz da iddialı bir araştırma gerçekleştirip çok sayıda meseleye el attık. Fakat araştırma sezgilerimizi doğruladı: bilhassa da, edebiyata ve müziğe verilen duygusal tepkinin oldukça benzer olduğu yönündeki hipotezimizi. Sonuçta karşımıza çıkan cevapsız soruları ele almak için ömür lazım; birilerinin bizim kaldığımız yerden devam edeceğini umut ediyoruz.’