Dünyanın en yoksul ülkelerinden biri olan Malavi'deki çocukların bir matematik uygulaması sayesinde ulaştıkları heyecan verici gelişim bu ülke için uzun vadede kayda değer sonuçlar doğurabilir.
*Resimlerin telif hakkı Onebillion.org'a aittir.
Londra'da 1991 yılındaki kuruluşundan bu yana dil öğrenme alanında başarılı yazılımlar geliştiren Eurotalk, ilk kez Onebillion projesiyle BBC'den The Huffington Post gazetesine kadar manşetlere taşındı. Nottingham Üniversitesi'nde psikoloji alanında çalışmalar yürüten Dr. Nicola Pitchford'un araştırması, Malavi'deki çocuklara verilen matematik öğrenme uygulamasının öğrenmeyi hızlandırdığını gösterdi. Uygulamayı kullanan çocuklar sekiz hafta içinde matematik bilgilerini üçe katladılar.
Malavi'deki matematik uygulaması fikri, Eurotalk'un Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi kültürüyle başlamış. Dick Howeson'la birlikte Eurotalk'u kuran ve Onebillion projesinin CEO'su ve kurucu ortağı olan Ashe, "Farklı ülkelerde çok küçük yaşta çocuklarla çalışırken, teknolojinin yeterli eğitim almayan çocuklarda inanılmaz bir potansiyeli olduğunu gördük," diyor. Projenin adının "bir milyar çocuğa ulaşmaya yönelik pek de mütevazı olmayan bir hedef"ten geldiğini ve bunun matematik ve okuma yazma eğitimi alamayan çocukların da yaklaşık sayısı olduğunu söylüyor.
Malavi'deki ilkokul eğitimi 1994'te ücretsiz hale getirildiğinde öğrenci sayısındaki bir milyonluk artış öğretmenler, sınıf sayısı, kaynaklar ve altyapı üzerinde bir baskı oluşmasına sebep oluyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki çocuklara eğitim vermenin hem sosyal hem de ekonomik faydaları bulunuyor. Ashe şu şekilde örnek veriyor: "İlkokul seviyesindeyken temel becerileri öğrenen kız çocukların, ileride daha az ve daha sağlıklı çocuk sahibi olduklarına ve ekonomiye katılma ihtimallerinin arttığına yönelik çok güçlü kanıtlar mevcut. Malavi'deki kızların ortalama çocuk sayısı 5,9 ki, bu sürdürülebilir bir durum değil."
SANAL ÖĞRETMEN
Projenin Teknoloji Uzmanı Jamie Stuart uygulamanın nasıl kullanıldığını anlatıyor. "Geçtiğimiz on yıl içerisinde bu öğrenme şeklini çocuklara aşılayabilmenin yollarını test etmek için Malavi'deki 60 okulla işbirliği yaptık. En iyi işleyen modelin "Oneclass" adını verdiğimiz öğrenme merkezli model olduğunu düşünüyoruz. Bu yönteme göre çocuklar 30 ve hatta 60 kişilik sınıflardan alınıyor ve cihazla gün aşırı yarım saat geçirdiği bir sınıfa konuluyor. Bir tablet her gün on veya on iki çocuk tarafından paylaşılıyor, her Oneclass sınıfı, bir uluslararası kalkınma vakfı olan VSO’dan (Yurtdışı Gönüllülük Servisi) gelen bir gönüllü tarafından yönetiliyor, ayrıca öğrencilere uygulama üzerinden rehberlik eden bir de sanal öğretmen bulunuyor.
Öğrenim, yerel dil olan Chichewa dilindeki etkileşimli videolar ve güneş enerjisiyle çalışan cihazlarla yürütülüyor. Stuart, "Özellikle yazılımı iyileştirmeye odaklandık," diyor. "Her çocuğa uygun olacak bir içerik sağlayabilmek için ülkenin en iyi eğitim yazarlarıyla çalıştık, sınıftaki çocukların hepsi kendi temposuna göre öğreniyor. Öğretmenler her çocuğun ihtiyacına yönelik çalışıyor ve her çocuk kendi hızına göre ilerliyor.”
Uygulamalar yalnızca kız çocuklarına yönelik olumlu bir imaj yaratmak için değil, kültürel anlamda olabildiğince kapsayıcı şekilde tasarlanmış, kültürel anlamda yanlış adımlar atılmadığından emin olmak için de Malavi'deki Eğitim Bakanlığı ile yakın bir işbirliği kurulmuş. Andrew Ashe'nin de değindiği üzere projenin başarısı, "projenin mevcut yapılarla işlemeye devam etmesine bağlı. Bizi en çok mutlu eden şey de bunu kendi projeleriymiş gibi benimsemeleri oldu.”
Dünyanın en yoksul ülkelerinden biri olan Malavi'deki bu proje, refah düzeyi yüksek ülkelerde bu uygulamanın kendi dillerindeki versiyonunu satın alan insanlar tarafından finanse ediliyor. Stuart, "Uygulamaları satarak kazandığımız her kuruş Malavi'deki okuryazarlığı geliştirmeye ve uygulamamızı yaygınlaştırmaya harcanıyor," diyor. Uygulamanın başarıya ulaşmasını sağlayan şey küçük çocukları öğrenmeye heveslendirmesi ve projenin ikinci adımı ise bir okuryazarlık uygulaması geliştirmek. "Çocuklar uygulamaları çok benimsiyor ve kendi tempolarında ilerleyebiliyorlar," diyor Ashe. "Bu yaştaki çocuklar bilgiyi adeta bir sünger gibi emiyor, bu kadar iyi öğrenmelerinin sebebinin bu olduğunu düşünüyoruz"