Bir kanser araştırmacısı ve bir moda tasarımcısı, prostat kanserinin biyolojik süreçlerini canlandırmak için bir araya geliyor.
Farklı disiplinlerden insanların oluşturduğu işbirliklerini gerçekten yenilikçi yapan şey hem projenin elle tutulur sonuçlar vermesi hem de sürecin, projede yer alan kişileri kendi işleri ile ilgili daha farklı düşünmeye itmesidir. Dr. Esther Baena'nın, Massachusetts Institute of Technology'de gerçekleşecek "Descience - Podyumda Araştırma" şovu için moda tasarımcısı Arielle Gogh ile bir araya gelmesi, hem ikiliye kanser hakkında farkındalık yaratma fırsatı sundu, hem de Baena'nın kendi araştırmasına yönelik bakış açısını genişletti. Dr. Baena, Manchester Üniversitesi'ne bağlı Birleşik Krallık Manchester Kanser Araştırmaları Enstitüsü'nde bilimsel çalışmalar yürüten bir grup genç bilim insanına liderlik ediyor. Kendisi proje ile ilgili, "Modaya bilimsel bir açıdan yaklaşmak ve bilimi farklı bir şekilde aktarmaya çalışmak zorlu bir iş," diyor.
Farklı alanlardan gelen uzmanların yaratıcı işbirliği kurmalarının yolu, ortak bir dil keşfetmekten, daha doğrusu bu ortak dili icat etmekten geçiyor. İlk başlarda zorlandıklarını belirten Dr. Baena, bunun sebebini "Çünkü bir moda tasarımcısıyla ilk kez konuştuğunuzda ona kanserle ilgili temel bilgileri anlatmanız gerekiyor," diye açıklıyor. Diğer yandan kendi durumuyla ilgili gözlemlerini ise "Benim de moda dünyasıyla ilgili bilmediğim çok şey vardı. Fakat iki alan da yaratıcılık ve hayal gücünü kullanarak ilerliyor," şeklinde aktarıyor. Bilimsel bir deney yapıyorsanız veya kıyafet tasarlıyorsanız standart kalıpların dışında düşünmeniz gerekiyor. İlham kaynaklarınız, işin en başından itibaren tahmin edeceğinizden daha yakınınızdadır.
BİYOLOJİK SÜREÇ
Sonunda kanserin ilerleme safhasını görselleştirmek için elbisenin rengini ve hacmini kullanmaya karar verdiler; tıpkı hücrenin normal rengi olan pembenin, kanser ilerledikçe yerini daha koyu tonlara bırakması gibi. Dr. Baena, "Aslında araştırmalarımda prostat kanserine odaklanıyorum. Kanserin dönüşümünü bir bütün olarak ele alıyoruz. Bu nedenle, Arielle ilham almak için benim araştırmamdaki görsellerden yararlanıyor," diyor.
Peki, kanserin etkileri ile elbisenin şıklığı arasında bir çelişki yok mu? Dr. Baena, "Kanserin biyolojik bir süreç olduğunu ve hastalığı ne kadar iyi anlarsak hedefimize o kadar çok yaklaşacağımızı belirtmem gerek," diyor. Biyoloji, yalnızca biyolojidir. Kanser, hücrelerin çoğalmasına ve dokuları istila etmesine sebep olan ve vücut için çok kötü sonuçlar doğuran biyolojik bir süreçtir. Bu süreci güzel bir yolla aktarıyoruz diye kimsenin saygısızlık ettiğimizi düşünmesini istemeyiz. Çünkü projedeki amacımız tam olarak şu: "Hadi kanseri anlayalım ve onu yenelim". Bu hastalığı kavramamız gerekiyor.
MERAK VE YARATICILIK
Görselliği ve fikrimizi eşsiz bir şekilde bütünleştirdiğimiz için (Bilim insanları, hastalığın dönüşümündeki düzeni tespit ederken görselleri kullanır) proje ile hedeflediğimiz farkındalığı yaratmayı başardık. "Projeye gelen tepkiler beklediğimden çok daha kuvvetli oldu," diyor Dr. Baena. "Descience projesinin ana fikri, yalnızca medikal biyolojiyi değil, her türlü bilimi insanlara ulaştırabilmek adına farklı bir biçimde aktarmaktı." Projedeki diğer parçalar deniz yaşamı, sinirsel ağlar ve sıtma gibi temaları işliyordu.
Topluma kattığı farkındalığın yanı sıra, bu projenin farkındalık ve anlayış açısından Dr. Baena'nın araştırmalarına nasıl bir katkısı oldu? “Geniş bir kitleyle iletişim kurmak ve insanların kolayca erişebileceği bir şey üretmek kesinlikle müthiş bir macera. İhtiyacınız olan gerçekten meraklı ve yaratıcı insanlarla çalışmak, işinizi düzgün yapmak ve kalıpların dışında düşünebilmek. Multidisipliner yaklaşımlar birçok alanda kullanılıyor. Bu da aslında ne kadar çok farklı alandan insan bir araya gelirse, o kadar iyi fikirlerin ortaya çıktığını gösteriyor. Bu yaklaşımı bilimsel araştırmalarımda kullanmaya devam edeceğim.”