By British Council Türkiye

15 Nisan 2025 - 12:48

Learning stories, blogs image

Birlikte hayal edelim: Genç öğrencilerle dolu bir sınıfa girdiniz. Çocukların gözleri heyecanla açılmış, merakla öğretmenlerine bakıyorlar. Söz almak için ellerini hızla kaldırıyorlar. Hepsi sorularını sormak, akıllarına gelenleri paylaşmak için sabırsızlanıyorlar. Sınıfın içi cıvıl cıvıl. Öğrenciler dersle ilgilenirken birbirleriyle de kaynaşıyorlar.

Şimdi, başka bir sınıf hayal edelim. Öğrencilerin yüzü öğretmene dönük ancak hareketleri huzursuz, dikkatleri başka yerde ve ilgileri dağılmış gibi görünüyor. Yalnızca fiil çekimlerini anlatan öğretmenin sesi ve çalışma kitaplarını karalayan kalemlerin sesi duyuluyor.

Bu iki sınıf arasındaki fark nedir?

İlk sınıfta, öğrenciler ilgilerini ve dikkatlerini çeken bir hikaye dinliyor. Son yıllarda hikayeler aracılığıyla öğrenme, genç öğrencilerle daha iyi etkileşim kurmanın ve seviyelerini ölçmenin etkili bir yolu olarak öne çıktı. Hikayelere dayalı öğretim, öğrenim ve değerlendirme, öğrenme deneyimini dönüştürerek dil gelişimini destekler ve hikaye bittikten sonra bile öğrenme tutkusunu canlı tutar.

Bu yöntemin nasıl uygulandığına bakalım.

Hikayeler aracılığıyla öğrenmek genç öğrencilere nasıl fayda sağlar?

Hikayeler, çocuklar başta olmak üzere insan yaşamında ve öğrenmede önemli bir rol oynar. Bilgiyi şekillendirmemize ve deneyimlerimizi ifade etmemize yardımcı olurlar. Dil ediniminde de büyük bir rol oynarlar. 

Hikayeler, çocuk dünyasının vazgeçilmez bir parçasıdır. Çocuklar farklı sosyal bağlamlarda hikayeler dinler. Hikaye anlatımı sırasında, anlatılanları dikkatle dinlerler. Ayrıca sorular sorarak ve duygularını ifade ederek hem arkadaşları hem de anlatıcıyla iletişim kurarlar. Bu sayede dil becerileri gelişir ve dünyayı daha iyi kavrarlar. Ayrıca hikayeler yoluyla sosyal-duygusal öğrenme de teşvik edilir. 

Genç öğrenciler hevesli, enerjik ve katılmaya isteklidir ancak dikkat süreleri kısadır. Öğrenme stillerine, ihtiyaçlarına ve tercihlerine uygun çeşitli materyallere ve etkinliklere ihtiyaçları vardır. Motive olmaları ve öğrenme hedeflerine ulaşmaları için övgü ve teşvik de çok önemlidir.

Hikayelere dayalı öğrenme yaklaşımı:

  • Öğrenmeyi eğlenceli hale getirerek içsel motivasyonu ve katılımı destekleyen ilgi çekici bir ortam hazırlar. 
  • Öğrencilerin kelime dağarcıklarını geliştirmelerine yardımcı olur. 
  • Üstbilişsel ve bilişsel becerileri geliştirir.
  • Duygusal ve entelektüel gelişime katkıda bulunur. 
  • Empatiyi ve kültürel farkındalığı geliştirmeye yardımcı olur. 
  • Öğrenme sürecini eğlenceli hale getirir, içeriği anlamlandırır ve duygusal bağlar kurmayı sağlar. Böylece yabancı dil öğrenmeye karşı pozitif bir yaklaşım kazandırır.

A1–C1 seviyeleri için çocuklara uygun hikaye kaynakları kitaplığımıza göz atın.

Sınıfta dijital hikaye anlatımı

Uygulamalar, bloglar ve sosyal medya gibi yeni etkileşimli dijital teknolojilerin sunulması dil öğrenimini kökten değiştirdi. Bu teknolojiler, dili klasik sınıf ortamının dışına taşıyarak kullanma imkanı sağlar. Teknoloji destekli dil öğrenimi (TELL), bilgi edinme sürecini ortak bir çalışmaya dönüştürür ve öğrencilerin kendi başlarına öğrenme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. 

TELL'in bir biçimi olan dijital hikaye anlatımı, dil öğreniminde popüler hale geldi. Görselleri, metinleri, sesi ve videoyu bir araya getiren dijital hikayeler sayesinde öğrenciler kendi hikayelerini paylaşabilir ve çeşitli konular üzerinde tartışabilir. 

Böylece, 9-12 yaş aralığındaki öğrenciler farklı iletişim yöntemlerini kullanarak çeşitli İngilizce hikaye metinleri oluşturup bunları paylaşabilir. Ayrıca yazma, konuşma, dinleme ve okuma gibi dil becerileri de bir arada kullanılır.

Örneğin "Following in the Footsteps of My Ancestors" (Atalarımın İzinde) projesi, Sırbistan'da Kragujevac Üniversitesi öğrenciler tarafından hazırlandı. Öğrenciler, dijital hikaye anlatımıyla aile hikayelerini araştırıp anlattı. Bunun için görseller, metinler, seslendirme kayıtları ve videoları birleştirerek dikkat çekici kişisel hikayeler hazırladılar. 

Bunun gibi projeler, araştırma, bilgileri düzenleme, senaryo yazma, seslendirme ve dijital yayıncılık gibi birçok becerinin geliştirilmesine yardımcı olur. Ayrıca eleştirel düşünmeyi, ortak çalışmaya dayalı yaratıcılığı, problem çözmeyi ve farklı iletişim yöntemlerini kullanma becerilerini geliştirir.

Sınıf içi oyun etkinlikleri

Genç öğrencilerin dikkatini çeken ve yaratıcılıklarını ortaya koymalarını sağlayan dijital hikaye anlatma yöntemi, dil becerilerini geliştirmeye katkıda bulunur. Ancak bu yöntem, modern sınıflarda ilgi gören tek yenilikçi yaklaşım değildir. 

Eğitici oyunlar da çocukların oyun oynama ve hayal kurma içgüdüsünü harekete geçirir. Özellikle genç öğrenciler için hikaye ve oyun arasındaki çizgi genellikle çok incedir. Bunun nedenini şöyle açıklayabiliriz: Pek çok oyunda hikaye unsurları yer alır ve etkileşimli hikayeler de oyuna benzer özellikler taşır. Bu sinerji, öğrencilerin dikkatini canlı tutan renkli bir öğrenme atmosferi hazırlar. 

Oyunlar, öğrencilerin motivasyonlarını artırma konusunda çok etkilidir. Etkileşimi teşvik eder ve öğrenmeyi keyifli hale getirirler. Böylece zorlayıcı konular bile kolayca anlaşılabilir. Bu yaklaşımın geleneksel öğretim yöntemlerine kıyasla katılım ve motivasyonu olumlu etkilediği gösterilmiştir. 

Ayrıca oyunlar iş birliğini, iletişimi ve problem çözme becerilerini geliştirir, sınıfta dayanışmayı destekler ve öğrencileri gerçek hayattaki zorluklarla başa çıkmaya hazırlar.

Son olarak oyunlaştırma, değerlendirmelere alternatif bir yaklaşım sunar ve öğrencilerin kendilerini daha rahat hissettikleri bir ortamda bilgi ve becerilerini gösterebilmelerine yardımcı olur. Bu, özellikle geleneksel test yöntemlerinde zorlanan genç öğrenciler için faydalıdır. Bu nedenle, bu yöntem genç öğrencilere uygulanan testlerde giderek daha önemli hale geliyor. Şimdi buna yakından bakacağız.

Oyunlaştırılmış değerlendirmeler

Dil gelişimini değerlendirmede önemli bir araç olan testler, öğrencilerin özgüvenini, kendilerini nasıl gördüklerini, gelecekteki eğitim planlarını ve akademik fırsatlarını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, test görevleri öğrencinin yaşına uygun olmalı ve gereksiz derecede zorlayıcı ya da fazla uzun olmamalıdır.

Bu alandaki olumlu gelişmeler sayesinde genç dil öğrencilerini değerlendirme yöntemlerimiz ilerledi ve kanıta dayalı öğretim anlayışı daha fazla önem kazandı. Yeni sistemlerde, yalnızca dil bilgisi odaklı değerlendirme yerine işitsel ve sözlü yabancı dil becerileri ön plana çıktı. Bu yaklaşımlar, sosyal ve duygusal becerileri desteklemenin yanı sıra okuryazarlık gelişimine de önem veriyor. Bu bütünsel yaklaşım, geleneksel yöntemlere kıyasla çocuğun genel iletişim yetkinliğini ve gelişim sürecindeki ilerlemesini değerlendirmelerde daha net bir şekilde yansıtıyor.

Buna paralel olarak, teknoloji ve oyunlaştırma kullanımına ilgi artıyor. Ayrıca oyun tabanlı değerlendirme, genç öğrencileri motive etme konusunda yeni bakış açıları sunuyor. Bu yöntemler, farklı becerileri ölçmeye imkan tanıyan dinamik ve etkileşimli bir değerlendirme süreci sunuyor. Eğitimciler de çocukların işitsel ve sözlü yetkinliklerinin yanı sıra iş birliği ve problem çözme becerileri hakkında değerli bilgiler ediniyor. 

Sonuç olarak bu yöntem, öğrenme sonuçlarını geleneksel testlerden daha geniş bir perspektifle değerlendirmeye olanak tanıyor. 

British Council, bunu göz önünde bulundurarak genç öğrenciler için hikayelere dayalı yeni bir test başlattı. Birazdan bu testi birlikte inceleyeceğiz.

İlköğretim İngilizce Sınavı, öğrenim kazanımlarını desteklemeye nasıl yardımcı olur?

Tecrübelerimize dayanarak, çocukların katı bir geçme veya kalma baskısı olmayan sınavlarda daha başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca ilgi duydukları ve onları heyecanlandıran konularla uğraşırken daha fazla dikkat gösterirler. 

Bu nedenle bilgisayar tabanlı İlköğretim İngilizce Sınavımız, 9-12 yaş aralığındaki çocukların kendilerine güvenerek ve en iyi şekilde performans göstermelerine yardımcı olacak şekilde tasarlandı. Bu sınavda öğrenme sürecinde ilgilerini çekmek ve dikkatlerini korumak için sürükleyici anlatılar, hikayeye dayalı animasyonlar ve oyunlaştırılmış sorular ve olay örgüleri yer alır. Bu yöntem çocukları hayal güçlerini kullanmaya ve başarılı olmaya teşvik eder. 

Ayrıca İlköğretim İngilizce Sınavı uyarlanabilirdir. Böylece içerik ve sorular test sırasında her öğrencinin seviyesine ve performansına bağlı olarak otomatik olarak ayarlanır. Böylece, çocukların kendi seviyelerine uygun zorluklarla ilgilerinin dağılmaması sağlanır. Ayrıca, seviyelerini aşan görevler nedeniyle strese girmeleri ve kendilerini yetersiz görmeleri önlenir. 

En önemlisi İlköğretim İngilizce Sınavı, öğrencilerin İngilizce becerilerini net bir şekilde yansıtır. Bu sınavlarda geçme ya da kalma yoktur. Öğrenciler dinleme, okuma, konuşma ve yazma olmak üzere, dört temel İngilizce becerisinin her biri için ayrı ayrı puan alır. Böylece, CEFR'ye uyarlanan güvenilir notlar verilir.

Hikayelerle öğrenme: Genç öğrencilerin ilgisini çekmenin etkili bir yöntemi

Hikayeler aracılığıyla öğrenme, genç öğrencilerin eğitim kazanımlarını önemli ölçüde artırabilir. Bunu öğrencilerin duygusal ve bilişsel bağ kurmasını sağlayıp onları motive eden ve aktif katılımı teşvik eden bir öğrenme ortamı yaratarak sağlar. Hikaye anlatma yöntemiyle çocuklar, temel dil becerilerini geliştirir, kelime dağarcıklarını genişletir ve çevrelerindeki dünyayı daha iyi kavrar. Dijital hikaye anlatma sayesinde öğrenciler, yenilikçi yöntemlerle kendilerini ifade eder ve iş birliği yapar. Ayrıca çeşitli dil becerilerini eğlenceli ve etkileşimli şekilde bir arada kullanırlar. 

Son olarak hikayeler ve oyunlaştırma, günümüzün bütünsel değerlendirme yöntemlerine katkı sağlar. Bu yöntemler, eğitimcilerin öğrencilerin dil becerilerini daha rahat bir ortamda ölçmelerine yardımcı olur. Bu nedenle, British Council'ın İlköğretim İngilizce Sınavı gibi sınavlar, geleneksel sınavların oluşturduğu sınırlamaları ve baskıyı ortadan kaldırarak öğrencilerin daha rahat olmalarını ve potansiyellerini en iyi şekilde ortaya koymalarını destekleyecek şekilde geliştirilmiştir.

Primary English Test hakkında daha fazla bilgi edinin.

Referanslar

Bailey, A. (2008). Assessing the Language of Young Learners (Genç Öğrencilerin Dil Yeterliliğini Ölçme). In: Hornberger, N.H. (eds) Encyclopedia of Language and Education. Springer, Boston, MA. https://doi.org/10.1007/978-0-387-30424-3_188.

Black, Paul ve Wiliam, Dylan. (2003). 'In praise of educational research': formative assessment ("Eğitim Araştırmalarına Övgü": Biçimlendirici Değerlendirme). British Educational Research Journal. 29.

Cameron, Lynne. (2003). Challenges for ELT from the Expansion in Teaching Children (Çocuklara Öğretimin Yaygınlaşmasıyla ELT'de Karşılaşılan Zorluklar). ELT Journal. 57. 10.1093/elt/57.2.105.

Edelenbos, P. ve Vinjé, M. P. (2000). The assessment of a foreign language at the end of primary (elementary) education [İlköğretim (ilkokul) sonunda yabancı dil değerlendirmesi]. Language Testing, 17(2), 144–162. https://doi.org/10.1177/026553220001700203.

Effrosyni, B. (2020). Intercultural Story-Based Framework in Young Language Learners' Classrooms: From Alternative Teaching to Alternative Assessment (Genç Dil Öğrencileri İçin Kültürlerarası Hikayelere Dayalı Öğrenme Modeli: Alternatif Öğretimden Alternatif Değerlendirmeye). Language Teaching Research Quarterly, 17, 55-69.

Glenn Fulcher (2012) Assessment Literacy for the Language Classroom (Dil Öğretiminde Değerlendirme Okuryazarlığı), Language Assessment Quarterly, 9:2, 113-132, DOI: 10.1080/15434303.2011.642041.

Johnstone, Richard. (2009). An early start: What are the key conditions for generalized success? (Erken Başlangıç: Genel Başarının Temel Koşulları Nelerdir?). Young Learner English language policy and implementation: International perspectives (Genç Öğrenciler İçin İngilizce Dil Politikası ve Uygulaması: Uluslararası Bakış Açıları). 31-41.

Li, C. Y. ve Seedhouse, P. (2010). Classroom interaction in story-based lessons with young learners (Genç Öğrencilere Yönelik Hikayelere Dayalı Derslerde Sınıf İçi İletişim). The Asian EFL Journal Quarterly, 12(2), 288-312.

Nikolov, Marianne ve Timpe-Laughlin, Veronika. (2020). Assessing young learners’ foreign language abilities (Genç Öğrencilerin Yabancı Dil Becerilerini Değerlendirme). Language Teaching. 54. 1-37. 10.1017/S0261444820000294. 

Papadaki, A. ve Karagianni, E. (2023). Teaching English to Young Learners through a story-based framework and the Role of ICTs [Hikayelere Dayalı Yaklaşımla Genç Öğrencilere İngilizce Öğretimi ve Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin (BİT) Etkisi]. TechHub Journal, 6, 111–135. https://www.techhubresearch.com/index.php/journal/article/view/101

Papageorgiou, S. ve Bailey, K.M. (Editörler). (2019). Global Perspectives on Language Assessment: Research, Theory, and Practice (Dil Değerlendirmesine Küresel Bakış: Araştırma, Teori ve Uygulama) (1. baskı). Routledge. https://doi.org/10.4324/9780429437922.

Rixon, S. (2016). Do developments in assessment represent the ‘coming of age’ of young learners English language teaching initiatives? The international picture (Değerlendirme Alanındaki Gelişmeler, Genç Öğrencilere Yönelik İngilizce Öğretiminin "Olgunlaşma Dönemine" Girdiğini mi Gösteriyor? Dünya Genelindeki Durum). Assessing young learners of English: Global and local perspectives (Genç İngilizce Öğrenicilerinin Değerlendirilmesi: Uluslararası ve Yerel Bakış Açıları), 19-41.